Bir işle uğraşan kişinin işini ve kendisini gösterecek yükseklikte olmalı. Örneğin, prinç ayıklayan birisinin alttan çekmemek gibi ya da sokakta “Yağ satarım bal satarım” oynayan çocukları çekerken dairesel dizilişi mendili ve ebe’yi gösterecek yüksek bir noktadan çekmek gibi..
2. BAKIŞ YÖNÜ
Konudaki değişmenin izlenebildiği yönden bakılmalı. Örneğin: Çamaşır yıkayan kadının yandan veya arkadan çekilen fotografları önden çekilen fotografa göre daha az belirgin olur.
Buradaki örneğimizde sigara içen amcanın sigarayı yakış anı ve ilk dumanları yandan çekilmemiş olsaydı. Bu fotograf anlamını büyük ölçüde yitirecekti. Konu olan herşey açıklıkla fotograflanmıştır.
3. FOTOĞRAFTA KRİTİK AN
Her hareketin saptanacağı bir kritik an vardır. Bu an başlangıçta, ortasında veya bitiminde olabilir. Örneğin; 100 metre koşucularının start çizgisinden fırlayışları hareketin başlangıcıdır. Oduncunun havadaki baltası hareketin ortasıdır. Dalgaların kayalara çarpıp dönüş anı ise sürekli hareketin sonudur.
Örneğimizde; Sapan çeken çocuğun, sapana taş koyması hareketin başlangıç noktası, sapanı germesi ortası ve bırakmasıda hareketin sonu olarak değerlendirecek olursak. Burada hareketin ortası kritik an seçimiştir.
4. FOTOĞRAFTA 3/1 KURALI (ALTIN NOKTALAR YA DA ALTIN ORAN)
Fotografı çekmeden önce fotograf karesini yatay ve dikey olarak üçe bölünmesi sonucu çizgilerin kesim noktaları fotografın ilgi merkezinin yerleştirilebileceği yerleri gösterir. Bu noktalara altın noktalarda denir.
Örneğimizdeki ağaç dikey inen 1/3 doğrultusudaki altın noktaya yerleştirilmiş ve tarlasını süren çiftci ile zenginleştirilmiştir.
5. FOTOĞRAFTA ÖLÇÜM
Bilinmelidir ki bir pozometre yüzey tanımaz. Yüzeyin yansıttığı ışığı algılar. Üzerine düşen ışığın şiddeti aynı olsa bile siyah bir yüzeyden çok az yansıyan ışık pozometre için karanlık bir ortam yada beyaz bir duvardan çok fazla yansıyan ışık ise aydınlık bir ortam demektir ve bütün pozometreler algıladığı ışığı film yüzeyinde orta gri oluşturacak şekilde değerlendirir.
(Koyu tonlu yüzeyler)
(Koyu ve açık tonlu yüzeyler)
Yukarıdaki şemalarda da görüldüğü gibi koyu tonlu ve açık tonlu yüzeylere düşen ışık miktarı aynıdır. Koyu tonlu yüzeyden yansıyan ışık miktarı çok az olduğu için pozometre büyük bir diyafram önerecektir. Açık tonlu yüzeyden yansıyan ışık miktarı ise çok olduğu için bu sefer pozometre kısık bir diyafram önerecektir. Eğer pozometrenin önerisini her iki durumda da aynen kabul edecek olursak hem koyu, hem de açık tonlu yüzeyler, negatif üzerinde gri olarak görüneceklerdir. Bu ise yine her iki durumda da gri baskılar anlamındadır.
Yansıyan ışığı ölçme:
Pozometre ile ölçümleri hatasız yapabilmek için Gri referans kartı kullanılır. Yada, “Yerine koyma” (avuç içinden ölçerek) ölçüm yapılabilir. Yansıyan ışık ölçümü koyu konulardan bir miktar artırılarak, açık konulardan bir miktar azaltılarak ya da konudan yansıyan Ortalama ışığın ölçülmesi ile elde edilir. Konu yansıtıcılığı %18 ise bulunan değer doğrudan doğruya uygulanır. Pozometreler daima konuya düşen ışığın %18’inin yansıdığı varsayılarak kalibre edilmişlerdir. Bu amaçla doğru ölçüm için % 18 yansıtıcılığı olan bir gri kart kullanılabilir . Yansıyan ışık ölçümü 3 yolla yapılabilir ;
1. Genel ölçüm: Konunun ortalama bir yansıtıcılığını bulmak için belli bir mesafeden yapılan ölçümdür.
2. Yakın ölçüm: Konunun belli bir kısmına yapılan ölçümdür. Yaklaşık ölçüm yapılması istenen yüzeyin iki misli bir mesafeden yapılır.
3. Spot ölçüm: Uzak konulara yaklaşmanın mümkün olmadığı hallerde optik bir araç ile (dürbün gibi) konudan yansıyan ışığın pozometre üzerine düşürülmesi ile yapılır. Bu tür araçlara “Spot metre” denir. Yapılan ölçüm yansıyan ışık ölçümüdür.
2. Yakın ölçüm: Konunun belli bir kısmına yapılan ölçümdür. Yaklaşık ölçüm yapılması istenen yüzeyin iki misli bir mesafeden yapılır.
3. Spot ölçüm: Uzak konulara yaklaşmanın mümkün olmadığı hallerde optik bir araç ile (dürbün gibi) konudan yansıyan ışığın pozometre üzerine düşürülmesi ile yapılır. Bu tür araçlara “Spot metre” denir. Yapılan ölçüm yansıyan ışık ölçümüdür.
Gelen ışığı ölçme:
Işık kaynağına doğru yapılan ölçümdür. Pozometrenin önüne konulan bir filtre ile “Tercüme Ölçüm” alınır. Bu filtre gelen ışığın 1/5 ‘ini geçirme özelliğine sahiptir. Normal konularda pozometre direkt olarak kullanılır. Pozometre ile ölçüm yapıldığında örneğin, siyah at 1/60-f:16, beyaz at: 1/250-f:16 ölçecektir.
Yani her iki rengi griye dönüştürerek bir ölçüm yapacaktır. O halde ortalamayı bulmamız gerekir. Belli bir ton değerini ölçüp, doğru ölçümü bulmaya “Ton Yerine Oturtma” denir. Yine örneğin kar manzarasında ölçülen 1/500-f:16 ise enstantane iki stop kadar düşürülerek (yani poz süresi uzatılarak) 1/125-f:16 uygulanır.
Bu uygulama film ASA diskinden müdahale ile otomatikleştirilebilir. Yada fotoğraf makinelerinin bazı modellerinde bulunan ve pozu, ölçülen değerden -2, -1, 0, +1, +2 stop değiştirilebilen bir skala üzerinde yapılan müdahale ile de otomatikleştirilebilir. Bir buharlı lokomotifin fotoğraf çekimi için yapılan ölçümü 1/60-f:5,6 ise, doğru değer 1/15-f:5,6 olabilir. Örneklerde verilen düzeltmelerde yalnızca enstantane değerleri ile müdahale yapılmıştır. Aynı müdahale diyafram değerlerine de uygulanabilir.
6. FOTOĞRAFTA POZLANDIRMA
Bir görüntünün kaydedilebilinmesi için kameranın içine bir fotoğrafik malzemenin yani ışığa duyarlı bir malzemenin konulması gerekir. ( film) Pozlama sırasında, objektif ve obtüratör açık kalırlar. Bu süre içinde, görüntünün oluşması başlar. Bu gizli görüntüdür. Işığa duyarlı malzemede üzerine düşen ışığın etkisi ile, ne şekilde değişirse değişsin her zaman için optimum bir sonuç elde etmek mümkündür. Bu optimum sonuç da en iyi görüntüyü veren doğru pozdur.
Genel terimlerle ifade etmek gerekirse, pozlama problemi birkaç açıdan ele alınabilir. Poz öyle ayarlanmalıdır ki, ışığa duyarlı malzemeye ulaşan ışık kayıt yapmak için yeterli olmalıdır. Bu yüzden poz, ışığa duyarlı malzemenin duyarlılık miktarına ve konunun parlaklığına bağlıdır. Konunun en parlak noktalarını ve en az parlak noktalarını birlikte kaydetmek isteyeceğimizden poz buna göre ayarlanmalıdır.
Pozlandırmanın miktarı, verilen diyafram ve obtüratör değerleri ile ayarlanır. Diyafram, objektiften giren ışık demetinin çapını, obtüratör ise bu ışık demetinin filmi etkileme süresini belirler. Böylece büyük diyafram açıklığı ve kısa obtüratör süresi ya da, küçük diyafram açıklığı ve uzun poz süresi kullanılarak aynı poz değerine ulaşmak mümkündür. Hangi diyafram-obtüratör ikilisinin seçileceğinin şartlarını, alan derinliği ve konunun hareketliliği belirler. Eğer konu hareketli ise, ilk amacımız, konuyu net çekmemize yetecek kadar yüksek bir obtüratör hızı kullanılmasıdır.
Böyle bir kısa bir obtüratör süresi kullanıldığında, yeterli poz miktarını sağlayabilmek için, büyük çaplı bir diyafram açıklığı kullanmak gerekir. Ancak bu da alan derinliğinin azalmasına neden olur. Bu da göstermektedir ki bütün bu gereksinimleri karşılayacak doğru pozu bulabilmek için fotoğrafçı zaman zaman bazı noktalardan tavizler vererek sonucu dengelemek zorunda kalacaktır. Bu yüzden poz konusunda karşılaşılacak ilk problem, belli şartlar içindeki konuyu gerekli alan derinliği ve obtüratör hızını sağlayabilecek biçimde çakmaktır.
Yoğunluğu ve kontrastı normal olan negatiflerden, konunun hem ışıklı hem de gölgeli bölgelerinden (yada koyu tonlarından) yeterli detay alınabilir.
Yoğunluğu düşük olan negatiflerde, konunun gölgeli yada koyu tonlarından yeterli detay alınamaz. Çünkü bu bölgelerden yansıyan ışık negatif üzerinde yeterince etkili olamamışlardır. Fotoğraf kağıdı üzerinde temiz beyazlar elde etmek çok zordur ve siyahlarda detay yoktur.
Çok yoğun negatiflerde, konunun ışıklı yada aydınlık bölgelerinden yeterince detay alınamaz. Çünkü bu bölgeler negatif üzerinde birbirlerine çok yakın kararmalar oluşturmuşlardır. Fotoğraf kağıdı üzerinde temiz siyahlar yoktur ve beyazlarda yeterli detay bulunamaz.
Konumuzun en parlak yerleri film de siyah, “ara tonları ” gri, “siyah yerleri” saydam olmalıdır.
Böyle bir negatif elde edebilmek için, konudan yansıyan ışığın doğru ölçülmesi ve değerlendirilmesi gerekir.
7. FOTOĞRAFTA YALINLIK
Fotoğrafta belki en önemli öğe yalınlıktır Fotoğraftaki ilgi merkezine dikkat çekmenin yolları aranmalıdır. Bunun bir yolu, konuyu dikkati dağıtmadan ortaya çıkaracak bir fon seçmektir. Fotoğrafta öyle bir kompozisyon yaratılmalıdır ki, fotoğrafın çekim nedeni açık olarak görülsün ve görüntü ye giren tüm nesneler ilgi merkezi olarak seçilen konuyu tamamlasınlar. Demek ki fotoğrafları yalınlaştırmak ve ilgi merkezini güçlendirmek için, karmaşık olmayan bir fon seçmeli, konuya yaklaşarak ilgisiz nesneler fotoğraf alanı içine alınmamalıdır.
Fotoğrafta yalınlık örnekleri…
Soldaki hatalı fotoğraflar, sağda ise olması gereken yalınlığı görebilirsiniz.
Soldaki hatalı fotoğraflar, sağda ise olması gereken yalınlığı görebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder